23 Mayıs 2012 Çarşamba

Diyarbakır'da Yansıma Dergisi'nin kırk yıl önceki meraklı okuru, nereden nereye, şimdi kırk yıl sonra uluslararası tanınmış Kürt yazarı Şeyhmus Diken ve bir söyleşi...


Bugün yine anılara dayalı bir sunumla karşınızda bu satırların yazarı.  Aradan 40 yıl geçmiş. Yansıma Dergisi, yetmişli yıllar.  

Şeyhmuz Diken adında o gün yirmi yaşındaki bir gençle, kırk yıl sonra Diyarbakır'da karşılaşma anısıdır bu. 
Yansıma Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olan bu satırların yazarına yetmişli yıllarda bir nezaket ziyareti yapmış Şeyhmuz Bey. Bunu da unutmamış. Sonra 2008 Frankfurt Kitap Fuarı’nda bir karşılaşma daha olmuş. 
Değerli İzleyici,

Bu olguya bakabiliriz. O yıllarda çiçeği burnunda Yansıma Dergisi okurudur genç Şeyhmuz Diken. 

Gitiği her yerde Yansıma okurları ile kendiliğinden, doğaçlama bir karşılaşma töreni, kırk yıl önceye uzayan duygudaşlık da yaşamaktadır bu satırların yazarı sık sık.

Şimdi bakın, Diyarbakır Kitap Fuarı’na tanıtım ve söyleşi için gelen yazarımız, bu kez kiminle  karşılaşacak diye, bir an tasarımcı bir düş kuralım. 
Evet o günün genç kitap meraklısı ve çiçeği burnunda Siyasal Bilgiler öğrencisidir. 'Şafağın Demircisi' ve 'Ağıt Yok' adlı yazarımızın iki şiir kitabı ve Yansıma Dergisi tam takım o yıllardan bu yana kitaplığındadır.

Bugün ise Şeyhmuz Bey tanınmış toplum araştırmacısı bir gazeteci ve yapıtları birçok dillere çevrilmiş tanınmış bir yazar ve Türkiye PEN'i Diyarbakır Temsilcisi hem de Büyükkent Başdanışmanı olarak karşımızdadır. 

Bakın Yansıma Dergisi ve nereden nereye... Düş gibi bir serüven. Evet, yaşam harika bir düş arenasıdır. Evet, burası Diyarbakır 3. Kitap Fuarı'dır, bakın.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 23 Mayıs 2012 Diyarbakır


Evet, PEN Türkiye Merkezi Diyarbakır Temsilcisi, yazar/ gazeteci Sevgili Kardeş Şehmuz Bey’e sorular yöneltiyoruz.
-Şehmuz Bey, Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi’nin sanat kültür poltkasını kısaca anlatır mısınız?


-Tekin Abi, Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi sadece siyasetin, hizmetin ve kent sorunlarının konuşulduğu ve çözüm üretilmeye çalışıldığı bir belediye değildir. Binlerce yıldan bu yana bir tarih ve kültür şehri olduğu için elbette ki belediye kültür politikarıyla da ilgilidir. Bu sebeple gerek kentin kültür kurumlarıyla gerekse yazar sanatçı ve entellektüel şahsiyetlerle çok sıkı ve orgaik ilişkileri vardır. Zaten Belediye Başkanı Sayın Osman Baydemir’de eli kalem tutan ve kültür politikaları ile ilgili bir şahsiyettir. Dolayısıyla onun gibi birinin başkan olması kültür politikaları anlamında işi kolaylaştıran bir faktördür.


-Şehmuz Bey, kitap sana nasıl dokun ya da senin kitapla ilgilenme serüvenin nasıl oldu?
-Tekin Abi, annem ve babam okur yazar olmayan insanlardı. Üç amcam da dahil olmak üzere, ailenin ilk okuldan tutun üniversiteye  kadar ilk okuyan çocuğu benim. Ankara Mülkiye 78 mezunuyum, üç yıl kaymakamlığım var. 12 Eylül askeri darbesinden sonra meslekten atıldım. Yaşamımı sürdürmek için ticari işler yapsam da kitap okuma, ve kültür insanı olmak benim için asli unsur oldu. Çocukluğumdan beri zaten çok okuyan biriydim. Kitaplığım 12 Mart ve 12 Eylül'de iki kez darbecilerin talanının uğrasa da şimdi son otuz yıldır yeniden oluşturduğum 20 bin ciltlik bir küyüphaneye sahibim.


-Bir yazar olarak yazdığın kitapları konuşalım biraz...
-Yazma serüvenimde iki ilgi alanım var. Birisi sivil toplumculuk; bu konuda sivil toplum üzerine iki alan ataştırmam yayınlandı. Biri Metis Yayınları'nda: Güney Doğu’da sivil hayat. Öbürü: Dipnot Yayınları'nda: Türkiyede sivil hayat ve demokrasi.

-İkinci ilgi alanıma gelirsek, kent kültürü ve kent kimliği üzerine yerel ve sözel tarih. Bu konu üzerine de on civarında kitap yaptım. Değişik yayınevlerinde çıktılar. 

-Şehmuz Bey, kitaplarını hangi dille yazıyorsun?

-Kitaplarımı Türkçe yazıyorum Tekin Abi. Çünkü bizim ilkokul yıllarımızda anadilimiz Kürtçe üzerinde çok ciddi baskılar vardı. Dolayısıyla kendi dilimizin dışında Türkçeyi öğrenip o alanda yetkinleşmek durumunda kaldım. Ve şimdi kitaplarım garip bir tecelli kendi anadilime yani Kürtçeye çevriliyor. Şimdiye kadar Fransızca, İngilizce, Bulgarca ve Kürteçe Kurmanci ve Sorani lehçelerine çevrilip basıldılar. Sırada Ermenice ve diğer dillere de hazırlık yapılıyor. 

-Gazeteler de yazıyorsun değil mi?

Evet! Dokuz yıldır her Pazar, ‘günün doğusu’ köşemle, BirGün gazetesinin, 12 yıldır da her Cumartesi internet üzerinden yayın yapan bir haber portalı sitesinde yazıyorum.

Söyleşi: Tekin Sönmez, Şeyhmus Diken
Diyarbakır Kitap Fuarı, 23 Mayıs 2012.